İbrahim Reisi Öldü! Ardında Kalan Sır Perdesini Naim Babüroğlu Haritada Anlattı

İbrahim Reisi Öldü! Ardında Kalan Sır Perdesini Naim Babüroğlu Haritada Anlattı
VİDEOYU İZLEMEK İÇİN HEMEN TIKLA & PAYLAŞ!!!!????
 
İbrahim Reisi Öldü! Ardında Kalan Sır Perdesini Naim Babüroğlu Haritada Anlattı
 
Milli İstihbarat Akademisi Dr. Öğretim Üyesi Hakkı Uygur, İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ve Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan'ın helikopter kazasını ve olası senaryoları üç soruda AA için kaleme aldı.
 
1) OLAYIN PERDE ARKASI
 
19 Mayıs'ta Türkiye saatiyle öğleden sonra 4 civarlarında İran haber ajansları Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi’yi taşıyan helikopterin kaza yaptığı haberini geçti. Reisi Azerbaycan sınırında Aras nehri üzerinde iki ülke tarafından ortaklaşa inşa edilen Kız Kalesi Barajının açılışını Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile yapmak amacıyla bölgeye gelmişti ve Hudaferin bölgesinden Tebriz’e geçerken helikopter ile yolculuk etmeyi tercih etmişti. Reisi ve Dışişleri Bakanı Emir Abdullahiyan’ın da aralarında yer aldığı beraberindeki heyet üç helikopterle hareket ederken bir süre sonra İranlı yetkililer Cumhurbaşkanı ve Dışişleri Bakanının bulunduğu helikopterin sert iniş yaptığını açıkladı.
 
ÖNCE "CAN KAYBI YOK" DENDİ 
 
İlk haberler Reisi ile uçakta bulunanlara erişildiği ve herhangi bir can kaybının olmadığı yönünde olsa da ilerleyen dakikalarda bu tür haberlerin doğru olmadığı ortaya çıktı. Reisi’nin yanı sıra Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan, Doğu Azerbaycan Valisi ve Tebriz Cuma imamı helikopterde bulunan diğer isimlerdi. Cumhurbaşkanını taşıyan helikopterin Tebriz sınırları içerisinde kalan Ozi köyü yakınlarındaki ormanlık alana düştüğü belirtildi. İçişleri Bakanı Vahidi, yaptığı açıklamada kötü hava şartları nedeniyle havadan arama kurtarma operasyonu yapılamadığını ancak devletin tüm imkanlarıyla arama tarama faaliyetlerini sürdürdüğünü açıkladı. Ayetullah Ali Hameney de halktan dua etmesini isteyerek ülkenin işlerinin aksamayacağını belirtti. Bu durum muhtemelen en kötü senaryonun gerçekleşeceğinin işareti olarak algılandı. Bölgeye sevk edilen onlarca kurtarma timi hava durumu ve arazinin dağlık olması nedeniyle kaza yerine ulaşmakta zorlandı. Dahası bazı arama ekiplerinin de kötü şartlar nedeniyle kayboldukları bildirildi. İran’ın Türkiye’den talep ettiği Akıncı İHA'nın da aramalara katılmasıyla sonunda pazartesi (20 Mayıs) sabahında enkaza ulaşıldı ve helikopterdekilerden kurtulan kimsenin olmadığı anlaşıldı. Gelişmeleri takiben hükümet yetkililer toplanarak kriz masası oluşturuldu. Aynı şekilde bazı haber ajansları İran Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi’nin Devrim Rehberi Hameney'in ofisinde toplandığı bildirdi.
 
2) SUİKAST VEYA KAZA İDDİALARI NASIL OKUNMALI?
 
Elde herhangi bir veri, açıklama ya da üstlenme olmasa da İran’da gerçekleşen bu olay akıllara son dönemde iyice yükselen İsrail-İran gerilimini getirdi. İran’ın 13 Nisan gecesi İsrail’e düzenlediği askeri angajman kurallarını belirgin derecede yükselten hava saldırısının ABD'nin de baskısıyla İsrail tarafından benzer bir yükseltme ile yanıtlanmadığı görülmüştü. Bu olay eğer İsrail bağlantılı bir sabotajsa inkarı çok kolay olacak, yalnızca iki taraf bu olayın arka planından haberdar olacak ve belki de artan gerilim bir süreliğine düşürülebilecektir. Diğer bir senaryo da komplo teorisine yakın olsa da ülke içi bazı siyasi grupların işin içinde yer almasıdır. Oldukça eski bir helikopterle bozuk hava şartlarında dağlık bir bölgede uçuş kararı alınması bu tür söylentileri güçlendirici etki yapıyor. Yine de Hudaferin bölgesinin sembolik önemi, İranlı üst düzey siyasal iletişimci Seyyid Muhammed Merendi’nin olay sonrası Filistin direnişi temalı bir paylaşım yapması da olayın dış boyutlu olma ihtimalinin yabana atılamayacağını düşündürüyor. Bununla birlikte iç politikada İbrahim Reisi’nin tamamen sahneden çıkmasıyla devrim lideri Ali Hameney’in oğlu Mücteba Hameney’in babasının yerine geçme şansı oldukça yükseldi. Bu doğrultuda kendisinin önemli bir müttefiki olan mevcut Meclis Başkanı Muhammed Bakır Galibaf’ın 50 gün içinde yapılacak seçimde Cumhurbaşkanı olma şansı artmış oldu. Yönetimin tek tipleşmesiyle Hamaney sonrası geçiş senaryoları daha bir suhulet içinde gerçekleşmiş olur.
 
3) BÖLGEYİ NASIL ETKİLER?
 
Eğer sıradan bir kazaysa bölgeye özel bir etkisi olmaz. İran Anayasasının 131. Maddesine göre Cumhurbaşkanı vefatı, azli, hastalık veya herhangi bir sebepten ötürü iki ay süreyle görevinin başına dönememesi durumunda Cumhurbaşkanı Birinci Yardımcısı Devrim Rehberi’nin onayıyla Cumhurbaşkanlığı yetkisine haiz olur. Cumhurbaşkanı (Cumhurbaşkanı Birinci Yardımcısı), Meclis Başkanı ve Yargı Erki Başkanından oluşan 3 kişilik şura, 50 gün içerisinde yeni Cumhurbaşkanını seçmek üzere ülkeyi erken seçime götürmekle mükelleftir. Bu şekilde yeni Cumhurbaşkanı seçilir. İran’ın bilinen iç ve dış politikaları devam eder ki zaten İran’da temel siyasetlerin belirlenmesi anayasa tarafından Cumhurbaşkanının değil, Devrim Liderinin uhdesine verilmiştir. Eğer ortada bir sabotaj varsa bile bu durum büyük ihtimalle açıklanmayacağından yine bölgesel gelişmeleri çok fazla etkilemeyebilir. Ancak 7 Ekim sonrası zaten son derece gergin ve kırılgan olan bölgesel dengeler içinde İran da İsrail’e ağırlaştırılmış bir cevap vermeye kalkarsa ülke içinde ya da üçüncü bir ülkede İsrail hedeflerine karşı çok farklı bir eylem görebiliriz. Ancak burada da temel husus bu eylemin de inkar edilebilir mahiyette olması gerektiğidir.
 
ABD'NİN ROLÜ VAR MI?
 
Hakkı Uygur yazısını, "Yine de en azından şu an için sabotaj ihtimaline dair henüz herhangi bir belirti veya işaret olmadığının altının çizilmesi gerekiyor." satırlarıyla noktalarken öte yandan, olayda ABD parmağının olup olmadığı soruşturuluyor. Bir İranlı yetkili, konuyla ilgili "tüm iddiaların masada" araştırıldığını söyledi. İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi, Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan ve beraberlerindeki İranlı yetkililer, 19 Mayıs Pazar günü yaşanan helikopter kazasında hayatını kaybetti. Cumhurbaşkanı Reisi, ölmeden önce İran’ın 85 yaşındaki dini lideri Ayetullah Ali Hamaney’in halefi olmaya en yakın isim olarak görülüyordu. Reuters haber ajansının değerlendirmesine göre, Reisi’nin beklenmedik ölümü, kendisi de İran İslam Cumhuriyeti’nin kurucusu Ayetullah Ruhullah Humeyni’nin ölümünün ardından 1989 yılında İran’ın dini lideri olmadan önce cumhurbaşkanlığı yapmış Hamaney’in halefinin kim olacağı konusunda rekabeti beraberinde getirecek. 
 
REİSİ’DEN SONRA EN BÜYÜK İKİNCİ ADAY HAMANEY’İN OĞLU
 
İran’da dini liderler, silahlı kuvvetlerin başkomutanı olarak görev yapıyor ve ülkenin dış politikasına yön veren isimler olarak öne çıkıyor. Ali Hamaney, halefinin kim olacağı konusunda henüz belli bir isme işaret etmemiş olsa da İbrahim Reisi’nin ardından bu pozisyon için adı en çok öne çıkan ikinci isim, ‘perde arkasında’ nüfuz sahibi olduğuna inanılan 55 yaşındaki ikinci oğlu Mojtaba Hamaney. ABD'nin John Hopkins Üniversitesi İleri Uluslararası İlişkiler Okulu’ndan Orta Doğu ve Uluslararası İlişkiler profesörü Vali Nasr’a göre, Reisi de Hamaney’in ardından açıkça İran’ın dini lideri olma isteğindeydi. Nasr, “Şimdi ise bir adayları yok; bu, ciddi rakipler olarak diğer fraksiyon ya da figürlere kapı aralıyor” değerlendirmesinde bulundu. Halihazırda Reisi gibi güçlü bir pozisyona sahip olup dini liderlik görevini isteyen bir adayın olmadığını söyleyen Nasr, yapılacak cumhurbaşkanlığı seçiminin ‘bundan sonra ne olacağına ilk karar verecek’ gelişme olduğuna işaret etti.
 
‘HAMANEY DİNİ LİDERLİĞİN “MİRAS YOLUYLA” GEÇMESİNİ İSTEMİYOR’
 
Reuters’a konuşan İranlı iki isme göre, Reisi’nin her önemli konudaki görüşleri Hamaney’in görüşleri ile örtüşüyor, Reisi, muhalifleri baskılayarak ve Washington yönetimi ile nükleer müzakereleri gibi dış politika meseleleri konusunda Hamaney’in politikalarını izliyordu. Öte yandan, Ali Hamaney’in ofisine yakın İranlı bir kaynağa göre, İran’ın bir sonraki dini liderliği için Hamaney’in oğlu Mojtaba’nın adı sıklıkla telaffuz edilse de Hamaney ‘babadan oğula’ geçen bir sisteme doğru geçiş yaşanmaması için oğlunun adaylığına karşı çıkıyor. Tahran’ın politikalarına aşina bölgesel bir kaynağa göre ise akrabalık yoluyla geçen bir yönetime Hamaney’in karşı çıkıyor olması, sadece oğlu Mojtaba’yı değil, Ayetullah Humeyni’nin torunu Ali Humeyni’yi de aday olarak saf dışı bırakabilir. 
 
‘REİSİ’NİN İSMİ 6 AY ÖNCE OLASI HALEFLER LİSTESİNDEN ÇIKARILDI’
 
Eski bir İranlı yetkili, aralarında İran Devrim Muhafızları ve Kum kentindeki güçlü dini figürler de olmak üzere güçlü aktörlerin bir sonraki dini liderin seçilme sürecini şekillendirmek için harekete geçeceği görüşünde. Yetkili, “Reisi’nin ölümü, şu anda başka bir aday olmaması dolayısıyla müesses nizama bir darbe vurdu” diye konuştu. Esasında, Hamaney de 1989 yılında dini lider olarak göreve gelmeden önce bu makam için ‘favori’ görülmüyordu. Ülkedeki ‘dini elitlerin’ yaptıkları müzakere ve anlaşmalar sonucu, kendisinin adı öne çıkmıştı. İran anayasasına göre, dini liderler, teorik olarak dini lideri denetleyen ve görevden uzaklaştırabilen 88 üyeli Uzmanlar Heyeti tarafından atanıyor. Heyet seçimle göreve gelse de din insanları ve hukukçulardan oluşan, Hamaney’e bağlı bir gözlemci kurum da yasaları veto etme ve kimin aday olabileceğine karar verme gücüne sahip. Konu hakkında bilgi sahibi iki kaynağın iddiasına göre, Uzmanlar Heyeti, azalan popülerliği sebebiyle, ABD’nin yaptırımları ve kötü yönetimin getirdiği ekonomik zorlukların da bir tezahürü olarak Reisi’nin ismini altı ay kadar önce olası halefler listesinden çıkarmıştı. Kaynaklardan biri, Reisi yanlısı, nüfuz sahibi din insanlarının, isminin üzerine atılan çiziğin kaldırılması için lobi faaliyetleri yürüttüğünü ileri sürdü. 
 
‘1980’LERDEN BU YANA GÖRÜLMEMİŞ BİR İÇ ÇATIŞMA YAŞANABİLİR’
 
Uluslararası Kriz Grubu’ndan proje direktörü Ali Vaez, “En tepedeki birkaç kişi dışında hiç kimse, Reisi’nin halefliği söyleminin ne kadarının gerçekten temelinin olduğunu bilmiyor... Ancak eğer plan buysa, Reisi’nin ölümü, kimin halef olacağı konusunda büyük bir belirsizliği de beraberinde getiriyor” değerlendirmesinde bulundu. Washington’daki Orta Doğu Enstitüsü’nde İran Programı Direktörü olan Alex Vatanka’ya göre ise Hamaney’in Reisi’yi öne çıkarma rolü, kendisinin halefi olmasını istemesinin bir işaretiydi. Alex Vatanka, Reisi’nin ölümünün ‘rejim içinde, 1980’lerin ilk yıllarından bu yana görülmemiş bir iç çatışmayla sonuçlanabileceği’ yorumunda bulundu.
 
 

0 YORUMLAR

    Bu KONUYA henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu sen yaz...
YORUM YAZ